Zeynep Bodur Okyay ile Sosyal Girişimcilik Söyleşisi

RC SEIC Office
4 min readFeb 20, 2021

--

Yazar: İpek (Grade 9)

Editör: Barış (Grade 12)

Robert Kolej Sosyal Girişimcilik, İnovasyon, ve Yaratıcılık Ofisi (RC SEIC), geçtiğimiz hafta ikinci çevrim içi etkinliğini düzenledi. Robert Kolej öğrencilerinin ve öğretmenlerinin davet edildiği etkinlikte Kale Grubu Yönetim Kurulu Başkanı ve CEO’su Zeynep Bodur Okyay ve Kale Grubu Kurumsal İletişim Müdürü Zeynep Özler, konuşmacı olarak yer aldı.

Her Genç, Sosyal Girişimcilik Beceri Setine Sahip Olmalı!

Açılış konuşmasında Robert Kolej Sosyal Girişimcilik, İnovasyon, ve Yaratıcılık Yöneticisi Aybike Oğuz, sosyal girişimcilik beceri setine sahip olmanın önemine dikkat çekti. Ayrıca, sosyal girişimciliğin bir ayrıcalık değil alışkanlık haline gelmesinin ve her lise öğrencisinin, hangi disiplinde ilerlemeye karar verirse versin, bu becerileri kazanarak mezun olması gerektiğini vurguladı.

İnsan Odaklı, Sosyal Faydaya Dayalı, Sürdürülebilir Bir Kalkınma: İbrahim Bodur

Etkinliğimizin konuşmacılarına söz vermeden önce Robert Kolej 1950 mezunu, Kale Grubu Kurucusu ve Onursal Başkanı İbrahim Bodur’u anmak istedik. İbrahim Bodur, küresel vizyonunu yerel değerler ile birleştirerek fark yaratmaya çalışan bir liderdi. Kızı Zeynep Hanım’ın anlattıkları ise İbrahim Bodur’un girişimcilik felsefesine ışık tutar nitelikte:

“İbrahim Bey, insanların doğduğu yerde doyması gerektiğini ve Türkiye’nin kalkınmasının Anadolu’dan başlayacağını düşünürdü. İnsan odaklı, sosyal faydaya dayalı ve sürdürülebilir bir kalkınma için çalıştı hep.”

Bir Aktivist CEO: Zeynep Bodur Okyay

“Odaklı ve anlam yüklü, arkada iz bırakacak bir yaşamım olsun istiyorum. İşe mutlu gelmemi, hevesli gelmemi sağlayan şey bu dürtü.”

İlk konuşmacımız Zeynep Bodur Okyay, sosyal girişimcilik beceri setinin büyük bir şirkette nasıl kullanılabileceğinin en ilham verici örneklerinden biri. Hayatı boyunca gerçeklerle ve başarısızlıkla yüzleşmekten hiç korkmamış olan Zeynep Bodur, atlattığımız (veya atlatamadığımız!) her süreçten ders çıkarmamız gerektiğini söylüyor. Değişen koşullar karşısında kırılgan olmanın doğal olduğunu açıklarken, dayanıklılık ve yılmazlık becerilerine sahip olmanın gerekliliğine de dikkat çekiyor.

Zeynep Bodur’a göre ülkesi ve paydaşlarına karşı olan sorumluluğunu yerine getirmek için duyarlı ve sorumlu bir liderlik modelini benimsemek şart. Duyarlı bir lider, yaptığı projeden çok yaratacağı etkiye odaklanmalı. Sahada çalışmaktan da korkmamalı. Sahaya inmeden birçok problemin fark edilemeyeceği gibi, topluma dokunmak için toplumu oluşturan bireyleri yakından tanımak gerekiyor. Kale Grubu, bu mücadele sürecinde, “ortak umut, ortak başarı”ya inanıyor ve üzerine inşa edildiği değerlerden vazgeçmiyor: İnsana dokunma, aidiyet, güven…

Kale Grubu, gidilen yolu ve iş yapış biçimlerini sürekli olarak sorgulamaya da önem veriyor. Zeynep Bodur’a sürekli sorgulama ve değişmeyen değerlere bağlı kalmanın nasıl sürdürülebilir olduğunu sorduğumuzda “Yıkıcı değil anlam kazandırıcı bir sorgulama yapıyoruz, temeldeki amacımızı ve özümüzü değiştirmiyoruz.” cevabını aldık.

Ego sistemden Eko sisteme geçiş!

Zeynep Hanım, bu değerler ışığında günümüz egosisteminden vazgeçip toplumsal faydayı önceliklendirecek, birbirini besleyen bir ekosistem yaratmak uğruna çalışıyor. Vicdanlı bir ekosistem yaratmak için, ahengi aramak ve adaletli yaklaşımdan vazgeçmemek, dinlemeyi önceliklendirmek şart. Zeynep Hanım’ın, “nedir bu vicdanlı ekosistem?” sorumuza verdiği cevabı geleceği inşa etmekte olan bizlere bir hayat dersi niteliğinde.

“Ben bu ekosistemin bir parçasıyım ama sahibi değilim.”

Peki gençler ne yapmalı?

Küresel ekosisteme duyulan güvenin sarsılması ile birlikte gençlere ve değişim öncülerine olan ihtiyacın arttığını söylüyor Zeynep Bodur Okyay ve ekliyor, “Kriz, dönüşüm için bir vesile oldu. Ortak başarı, ortak gayeye ihtiyacımız var.” Bu değişimin öncüsü olan gençlerin sosyal girişimcilik alışkanlığını elde etmiş olmaları hayati önem taşıyor.

Zeynep Bodur, günümüz insanlarının birbirlerini dinlemeye öncelik vermediğine de dikkat çekti. Zeynep Hanım, düzenlediğimiz etkinlik vasıtasıyla kendisinin de biz genç fark yaratanlardan derin dinlemeyi öğrenebileceğine inanıyor! Buradaki tersine mentorluk düşüncesi bizleri çok etkiledi. Zeynep Hanım’ın gençlerden öğrenmeye açıklığı tüm yetişkinlerden beklediğimiz bir tutum.

Robert Kolej’den Kale Grubu’na Bir Yolculuk: Zeynep Özler

“Robert Kolej, bende sosyal girişimcilik kafası yarattı. Sorgulamayı ve soru sormayı, her ortamda doğru bildiğimi ifade etmeyi öğrendim. Aklıma yatmayan hiçbir şeye ikna olmuş gibi davranmıyorum.”

İkinci konuşmacımız Zeynep Özler, Robert Kolej’de kazandığı değerlerin hayatındaki rolünden bahsetti. Bizleri sistemi sorgulamaya teşvik ederken, hayatın her alanında “kabul etmiş” gibi davranmaktan uzak durulması gerektiğini söyledi. Bu alışkanlığı içselleştirmiş insanlar, yaratıcı, özgün ve özgür olmayı başarıyor.

Konuşmada vurgulanan bir diğer nokta ise (öz) eleştiri yetisine sahip olabilmekti. Olumlu ve olumsuz eleştiri yapabilen insanların, içlerindeki potansiyeli keşfetmeyi başardığına dikkat çekiyor Zeynep Özler. Sonrasında ise “İçimdeki potansiyeli ne için kullanacağım? Beni ne heyecanlandırıyor?” sorularını sorarak hayattaki amacımızı belirlemeyi öneriyor. Anlam arayışını önceliklendirmenin önemine de değinen Zeynep Özler, bu felsefeye sahip insanlarla ortak amaçlar uğruna çalışmanın çok keyifli olduğunu söylüyor.

“Koşulları değiştirme cesareti göstermek”

Zeynep Özler, sivil toplumda da görev almış, sistem dönüşümünü kendine amaç edinmiş bir iş insanı. Kendisi, her alanda fark yaratanların sosyal girişimcilik lensini içselleştirmeyi başaranlar olduğunu belirtiyor. Bu lens aracılığıyla konfor alanlarından çıkarak koşulları değiştirme cesareti göstermek, sistemi dönüştürmek için önemli bir başlangıç.

Etkinlik süresince katılımcılarımız nasıl iç görüler edindiler?

Etkinliğimizin sonunda, katılımcılarımızın bu deneyimden nasıl iç görülerle ayrıldığını öğrenmek için onları bir çıkış bileti doldurmaya davet ettik. Gelen yanıtlardan bazılarını sizlerle paylaşıyor ve kendi iç görülerinizi yorumlar kısmında bizimle paylaşmaya davet ediyoruz.

  • Cesaret verici bir deneyimdi benim için. Nereye “çıpalandığını” bilme ve sahici olma vurgusu inanılmazdı.
  • Kȃr kadar sosyal etkiye önem veren kurumlar var ve bu beni bir lise öğrencisi olarak umutlandırıyor.
  • Her şey bir çaba gerektiriyor ve uzun solukta hiçbir çaba karşılıksız kalmıyor.
  • Ekosistemin dönüşmesi için hala yapılacak çok şey var ve bunun için birlikte çalışmamız gerekiyor.
  • İçinde olduğun destek çemberinden öğrenmek ve onun içinden çıkıp başka bir çemberin merkez noktası olmak için cesaret gösterebilmek.
  • Öğrenme ve paylaşma yolculuğu olan hayatta; ne kadar hayallerimizin peşinden tutkuyla koşar, her fırsattan beslenir, kendimizi her koşulda geliştirir, hayatımızdaki insanlara destek olur, ne kadar paylaşır ve ne kadar öğrenirsek; o kadar başarılı oluruz.
  • Artık gençler büyük şirketleri yaptıklarından sorumlu tutuyor.
  • Bazen durup nefes almak, kendi içine bakmak ve her zaman öğrenmeye devam etmek gerekiyor.
  • Gençler olarak desteklendiğimiz bir ekosistemin içerisindeyiz. Önemli olan kendi hayat amacımızı bulup, bununla benzeşen komünitelerin bir parçası olabilmek.
  • İnsanlar, durumlar, şirketler değişir ama öğrenmek ve değişim her zaman kalıcı olmalıdır.
  • Ego sistemden ekosisteme geçiş bir motto olmalı, o zaman sadece kişisel ihtiyaçlara değil, toplumsal değerlere de sahip çıkarız.

--

--

RC SEIC Office
RC SEIC Office

Written by RC SEIC Office

Robert College Social Entrepreneurship, Innovation, Creativity Office

No responses yet